Merhaba'lar

Güzel bir cumartesi sabahını geride bırakırken,aheste aheste kahvaltımı etmiş bloglara göz atarken bir kaç gün önce okulumuza konuk olan Buse Terim'in yazısına rastladım tekrar.Daha önce yazıyı okuma fırsatım olmamıştı.

Buse Terim'i takip ediyorum ama ne yalan söyleyeyim stilini çok özgün bulmuyorum.Ülkemizde sanılan genel yargının aksine pahalı giyinmek, trendsetter olmak demek değildir.

Her neyse okulumuza gelmiş,hoş gelmiş.Tabii Boğaziçi'ne gelince hemen Güney Kampüse inmiş.Güney kampüsün belli bir öğrenci profili var aslında ve Buse Terim'in Boğaziçi Stili adı altında yazdığı yazı, güney kampüs hatta spesifik olarak İşletme-Ekonomi öğrencilerini içeriyor.

Ama aslında,Boğaziçi çok çeşitli grupları bünyesinde barındırıyor ve hepsinin farklı bir stili,tarzı var.Kuzey kampüste kütüphaneden yuvarlak çerçeveli gözlüğüyle ve kabarık saçlarıyla çıkan genius'ı , okulun her yerinde eylem yapmaya hazır dolaşan etnik marjinallerimizi ve okulun Armani'siz şık olmaya çalışan kız ve erkeklerini unutmuş Buse Terim.Tabii onunla ilgilen ekip de pek iyi yönlendirmemiş açıkçası.

Sonuç olarak Boğaziçi'nde hepimiz Paris Moda Haftası'ndan fırlamış gibi gezmiyoruz.Ama belli bir stilimiz ve çizgimiz var  bu gerçek!